KAHVE
Kahve kökboyasıgiller(Rubiaceae) familyasından Caffea cinsinden , kışın yaprak dökmeyen ve bütün tropik bölgelerde yetişen çiçekleri beyaz renkli ve kokulu 5-15m boyunda olan bir bitkidir.Meyvesi küremsi veya oval şekilli, etli olgunlukta, parlak kırmızı renkli,tatlı lezzetli ve tek çekirdeklidir.Her bir çekirdekte iki adet kahve tanesi(kotiledon) bulunmaktadır.
TARİHTE KAHVE
Kahve kökboyasıgiller(Rubiaceae) familyasından Caffea cinsinden , kışın yaprak dökmeyen ve bütün tropik bölgelerde yetişen çiçekleri beyaz renkli ve kokulu 5-15m boyunda olan bir bitkidir.Meyvesi küremsi veya oval şekilli, etli olgunlukta, parlak kırmızı renkli,tatlı lezzetli ve tek çekirdeklidir.Her bir çekirdekte iki adet kahve tanesi(kotiledon) bulunmaktadır.
TARİHTE KAHVE
Doğu afrika yabani kahve bitkisinin anavatanıdır, özellikle Güney Etiyopya'nın yüksek yaylaları, bu bitkinin doğal olarak yetiştiği bölgedir.Çok eski zamanlardan beri yerli halk bu bitkinin tanelerini un haline getirip bir çeşit ekmek yapıyor ve bu ekmek kabile hayatının temel ihtiyaç maddeleri arasında yer alıyordu. Ayrıca bu bitkinin Afrikalı savaşçılar tarafından ezilip küçük toplar haline getirildiği ,kahve çekirdeklerinin yağ, protein içerdiği ve çok büyük uyarıcı etkiye sahip olduğu biliniyordu.Bu toplumlarda kahvenin içme alışkanlığından önce yeme alıkanlığı vardı.Kahvenin içecek maddesine dönüşümü bir söyleme göre ; Yemendeki bir Hristiyan manastırının çobanı hayvanların gece uyumadıklarından yakınır.Hayvanların gece boyunca uyumadıkları ve buna rağmen son derece hareketli olduğunu gözlemler .Manastırın idarecisi hayvanların bu davranışlarının yedikleri şeyden kaynaklandığından şüphelenir ve araştırmaya karar verir. Bunun üzerine çoban ve iki keşiş yola koyulurlar. Sürünün otladığı yerde daha önce bilmedikleri çalı türünden bir bitkiye rastlarlar ve bitkinin beyaz çiçekli meyeveye oturmuş dallarından bir kaçını toplarlar. Özellikle koyu kırmızı mora çalan taneciklerden bir içecek hazırlayıp tadına bakarlar ve tüm geceyi uyumaya gereksinim duymadan geçirirler. O günden beri keşişler gecenin belirli saatlerinde dua etmeyi ve nöbet tutmayı gerektiren dönemlerde kurallara uyumalarını kolaylaştırmak için bu meyve suyunu pişirmek alışkanlık haline gelmiştir.Diğer taraftan 15. yy başlarında kahvenin sufi çevrelerinde dervişler tarafından işlevsel amaçla içildiği, içerdiği kafein maddesinin zihni açık tutucu ve uyku giderici özelliğinden dolayı uzun süren zikir meclisinde mistik vecdin daha derinden yaşanmasına olanak sağlaması, kahve içme eyleminin bir dizi mistik içerikli kurala bağlanmasına neden olmuştur. Böylece tekkelerde dervişlerin yanı sıra ziyaretçilerde kahve içme alışkanlığı kazanmışlardır.Kahvenin Etiyopya'dan sonraki durağı Yemen dir. Burdan sonra Arabistan yarımadasının iç kesimlerine yayılmış,1511 yılında Mekke de yasaklanmıştır.Bundan sonra büyük bir hızla Kızıldeniz ticaret yolunu izleyerek Nil vadisine ulaşmış ve buradanda Kahire'ye girmiştir.
OSMANLI KÜLTÜRÜNDE KAHVE
16. yy. başlarından beri kahve, Osmanlı yaşam biçiminin belirleyici öğelerinden biri olmuştur. Osmanlı kültüründe kahve bir içecekten daha fazlasını ifade etmiştir.Rical konaklarda son derece inceltilmiş bir adap düzenleyicisi , tekkelerde mistik hazzı devrana sokan bir yardımcı ve kahvehaneler de farklı kültürden insanları bir sohbet halkası içinde toplayabilen bir içecek olmuş ve Osmanl toplumunun sosyalleşme sürecine bir kapı açmıştır.Osmanlılar, 1517'de Yavuz Sultan Selim'in Mısır'daki Memlük hakimiyetine son verip Kahireyi ele geçirerek kahve kültürünün izleri ve ticaret merkezi ile karşılaşmışlardır. Kahve, İstanbul'a 1543 yılında Etiyopya valisi Özdemir Paşa tarafından Kanuni Sultan Süleyman döneminde gemilerle getirilmiş, kahvenin içilmesinin yaygınlaştırılması ve heryerde kahvehanelerin açılması yine bu döneme rastlamıştır.1522 senesinde ilk kahvehane(Kahirede), 1550'de ikinci kahvehane (Suriye'de) açılmıştır. İstanbul'da ise ilk kahvehane Tahtakale semtinde 1554 senesinde açılmıştır.3. Murat zamanında kahvehaneler kapatılmış ve kahve içmek yasaklanmış ve 1591-1592 yılınd 3. Murat bu yasağı kaldırmıştır.4. Murat devrinde kahve yasağı tekrar gündeme gelmiş, "Avcı" lakaplı4. Mehmet kahveye vergi getirerek kahveyi hürriyetine kavuşturmuştur. Bu dönemde kahve saraya girmiş ,bayramlarda cülus törenlerinde tatlılar ve şerbetlerle ikram edilmeye başlanmıştır.Hatta sarayda "kahvecibaşı"'lık yeni bir makam tahsis edilmiştir.
AVRUPA KÜLTÜRÜNDE KAHVE
Seyyahlar gezdikleri yerlerde kahve ile tanışıp tiryakisi olup Avrupa'ya kahveyi ilk getiren kişilerdir. Sebepleri; yurda gelirken egzotik birşeyler getirme arzusu , bilimsel bir ilgiye sahip olmak (botanik, tıp) ticari amaçlı olmalarıdır.Alp'lerin kuzeyinde düzenli olarak kahve içtikleri bilinen ilk kişiler bir İngiliz hakim ve anatomi profesörü William Horvey'di. 1592'de kahve , ilk olarak İtalyalı Alpino adlı şahıs tarafından Venedik'e getirilmiştir. 1615'te Venedik'te açılan kahvehanelerin tüm İtalya'ya dağılması sağlanmıştır.Fransa' ya ilk gelişi 1669 yılında 14. Louis devrinde olmuştur.Fransız elçisine karşı Fransa'ya gelen Müteferrika Süleyman Ağa Fransız sosyetesine kahveyi hem tanıtmış hem de sevdirmiştir. 4. Mehmet'in 1683 te Viyana'yı kuşaması ile kahve Avusturya'da çok sevilmiş ve ilk kahvehane açılmıştır. Avrupa şehirlerine giriş sebebi nekadar farklı olursa olsun kahve artık kültür, siyaset ve iş hayatına yön veren burjuvazinin baş tacı olmuştur.Fakat Müslüman içeceği olması sebebiyle Vatikan tarafından tepki gösterimiş ama Protestan kilisesi tarafından fazla ciddiye alınmamış ve kahve alışkanlığının Avrupa'daki yaygın içki kullanımına karşı alternatif bir keyif aracı olduğu savunulmuştur.
OSMANLI KÜLTÜRÜNDE KAHVE
16. yy. başlarından beri kahve, Osmanlı yaşam biçiminin belirleyici öğelerinden biri olmuştur. Osmanlı kültüründe kahve bir içecekten daha fazlasını ifade etmiştir.Rical konaklarda son derece inceltilmiş bir adap düzenleyicisi , tekkelerde mistik hazzı devrana sokan bir yardımcı ve kahvehaneler de farklı kültürden insanları bir sohbet halkası içinde toplayabilen bir içecek olmuş ve Osmanl toplumunun sosyalleşme sürecine bir kapı açmıştır.Osmanlılar, 1517'de Yavuz Sultan Selim'in Mısır'daki Memlük hakimiyetine son verip Kahireyi ele geçirerek kahve kültürünün izleri ve ticaret merkezi ile karşılaşmışlardır. Kahve, İstanbul'a 1543 yılında Etiyopya valisi Özdemir Paşa tarafından Kanuni Sultan Süleyman döneminde gemilerle getirilmiş, kahvenin içilmesinin yaygınlaştırılması ve heryerde kahvehanelerin açılması yine bu döneme rastlamıştır.1522 senesinde ilk kahvehane(Kahirede), 1550'de ikinci kahvehane (Suriye'de) açılmıştır. İstanbul'da ise ilk kahvehane Tahtakale semtinde 1554 senesinde açılmıştır.3. Murat zamanında kahvehaneler kapatılmış ve kahve içmek yasaklanmış ve 1591-1592 yılınd 3. Murat bu yasağı kaldırmıştır.4. Murat devrinde kahve yasağı tekrar gündeme gelmiş, "Avcı" lakaplı4. Mehmet kahveye vergi getirerek kahveyi hürriyetine kavuşturmuştur. Bu dönemde kahve saraya girmiş ,bayramlarda cülus törenlerinde tatlılar ve şerbetlerle ikram edilmeye başlanmıştır.Hatta sarayda "kahvecibaşı"'lık yeni bir makam tahsis edilmiştir.
AVRUPA KÜLTÜRÜNDE KAHVE
Seyyahlar gezdikleri yerlerde kahve ile tanışıp tiryakisi olup Avrupa'ya kahveyi ilk getiren kişilerdir. Sebepleri; yurda gelirken egzotik birşeyler getirme arzusu , bilimsel bir ilgiye sahip olmak (botanik, tıp) ticari amaçlı olmalarıdır.Alp'lerin kuzeyinde düzenli olarak kahve içtikleri bilinen ilk kişiler bir İngiliz hakim ve anatomi profesörü William Horvey'di. 1592'de kahve , ilk olarak İtalyalı Alpino adlı şahıs tarafından Venedik'e getirilmiştir. 1615'te Venedik'te açılan kahvehanelerin tüm İtalya'ya dağılması sağlanmıştır.Fransa' ya ilk gelişi 1669 yılında 14. Louis devrinde olmuştur.Fransız elçisine karşı Fransa'ya gelen Müteferrika Süleyman Ağa Fransız sosyetesine kahveyi hem tanıtmış hem de sevdirmiştir. 4. Mehmet'in 1683 te Viyana'yı kuşaması ile kahve Avusturya'da çok sevilmiş ve ilk kahvehane açılmıştır. Avrupa şehirlerine giriş sebebi nekadar farklı olursa olsun kahve artık kültür, siyaset ve iş hayatına yön veren burjuvazinin baş tacı olmuştur.Fakat Müslüman içeceği olması sebebiyle Vatikan tarafından tepki gösterimiş ama Protestan kilisesi tarafından fazla ciddiye alınmamış ve kahve alışkanlığının Avrupa'daki yaygın içki kullanımına karşı alternatif bir keyif aracı olduğu savunulmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder